Hemşire Anne

Hemşire Anne

 

Annelik tartışmasız en güzel ve bu dünyada eşi benzeri olmayan bir duygudur.  Anneliğin en güzel söylemi olarak aklıma "Cennet annelerin ayağının altındadır." cümlesi gelmektedir  ki;  bu cümle anneliğin sadece duygusal bir kavrama sığdırmanın yetersiz olduğunu bunun yanında kutsal bir yönünün de bulunduğunu bizlere göstermektedir.  

Annelik her zaman zorlu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. 1990’ lı yıllardan önce kadın daha çok evde aktif görev alırken bu dönemde sadece evde değil iş hayatında da en zorlu görevlerde çalıştığı görülmektedir. Bir kadın düşünün hangi işi yapamaz; örneğin sadece ev hanımı dediğimiz bir kadın...

 Durup aklımıza ilk gelen şeyleri yazayım sizlere. Sabah kalkıyor, kahvaltı hazırlıyor, çocuğunu eşini uyandırıyor, yediriyor, giydiriyor, sonra mutfağı topluyor, yatakları topluyor, eğer köyde yaşıyorsa az da olsa hayvanı varsa hayvanların bakım işine yardımcı oluyor, tarlada uğraşıyorsa tarlada görev yapıyor ama bu kadının çalıştığı görülmüyor.  Bunları yaparken tabii ki evdeki işlerini aksatmıyor çocuğuna ve eşine karşı sorumluluklarını elinden geldiğince yerine getiriyor. Kadının yüklendiği yük;  yaşadığı yaşam şartlarına, ekonomik durumuna ve bölgelere göre değişim gösteriyor.  Sonuç maalesef değişmiyor. Evet sonuç ev hanımı olarak nitendirilip işin içinden çıkılıyor. Merak ediyorum aynı işleri yapan ve koca acaba ev kocası olarak mı nitelendiriliyor? 

        Şehirde yaşayan bir kadın ise bütün gün evin içinde çocukları ve eşinin arkasını toplayıp yemek ve temizlik işleri ile zamanını geçiriyor. 

        İster köyde isterse şehirde olsun  artan  çalışan kadın nüfusuyla karşılaşıyoruz. Buna paralel olarak da çocuklarına hem bakan hem de çalışan anne sayısında artış görülüyor. Çocuklarına daha iyi yaşam koşulları sağlamak için yada profesyonel olarak yaptığı mesleği sürdürmek için anne, çocuklarının yanında olamıyor buna tabii ki ülkedeki maddi koşullar eklenince şehirde yaşama koşulları da eklenince zor bir süreç anneyi bekliyor.

    Lafı fazla uzatmadan bu zor şartlar da çalışan bir anne olarak ben sizlere hemşire bir annenin durumu yazmaya çalışacağım.

        Çalışan anne profiline bakıldığında; annelerinin mesleklerine göre bazı çocuklar şanslı olabiliyorlar. Hemşire annelerin çocukları daha gebelik aşamasında bu şanslarını belli ediyor. Gebelik aşamasında hemşire anne adayları bilgi ve tecrübeleri sayesinde hem kendi sağlıklarını hem de karnında ki bebeğin sağlığını düşünerek hareket ediyorlar. Hastane şartlarında çalışan anne sağlık sisteminin bir parçası olduğu için rutin takiplerini rahatlıkla yaparken hekime ulaşım açısından diğer çalışan annelerden bir adım daha şanslı olduğu gözden kaçmıyor. Kendileri ve doğacak bebeği için gerekli olan vitaminleri bilir ve etkin doğum takvimi kullanarak başarılı bir planlama yapabilir.

Evet hemşire anneler yine bilgi ve tecrübeleri sayesinde gebelikleri süresince; gebeliğin belirti ve bulguları yönünden kendileri değerlendirebilir. Yaşadığı baş ağrısı, halsizlik, bulantı, kusma, kilo takibi gibi sorunlar karşısında strese girmez ve çözüm odaklı davranır. Bu süreçte eşine yük olmaz. Psikolojik olarak hem kendini hem de eşini yıpratmaz.

        Başta belirttiğim gibi sağlık sektöründe görev yapan bir kadın çalışan olduğu için doğum yaptıracak ekibe ulaşmada zorluk yaşamayacak, ekip arkadaşları da bu süreçte gebe arkadaşlarına yardımcı olarak motivasyonunu da artıracaktır. Bu süreç doğum anına kadar devam eder ve anlattıklarımdan dolayı kendilerini rahat ve emin hissederler. Bu durum hem aile bireyleri, hem eşleri için de oldukça rahatlatıcıdır. Bu durum hemşire anne için yorucu bir süreçtir. Çevredekilerin beklentisi, eşin beklentisi hemşire anneyi bunaltabilir. Hemşire anne bilir, hemşire anne yapar yardıma ihtiyacı yoktur anlayışı gerçekten zor durum. 

            Hemşire annenin zaten çalışma şartlarının  çok zor oluşu, uyku düzeni olmayışı, düzenli çalışma planı olmaması, hafta içi, hafta sonu, resmi ve dini bayramlarda ailesinin yanında bulunamaması hemşire anneyi yoran nedenler arasında olmaktadır. Bunun yanında çoğu zaman çocuğu hastalandığı zaman yanında dahi olamamak hemşire anneyi psikolojik olarak yıpratan nedenler olarak görülebilir.  

            Aklıma başımdan geçen bir yaşanmışlığı anlatayım. 24 saatlik yoğun bakım nöbetinden  çıkmış eve gitmiştim. Tabii ki eve gidince çocukların kahvaltısı beni bekliyordu. Tezgahın başına gidince resmen şok oldum eşim bütün gün evde olmasına rağmen bulaşıkları lavabonun içine koymuş ve orada bırakmıştı. Bulaşık makinesinde ki bulaşıklar ise yerleştirilmemişti. Bu duruma çok üzüldüm hemen eşime durum bildirir bir fotoğraf attım. Eşimin yanıtı beni daha daha şaşırttı bulaşıklar az olduğu için toplamaya gerek duymamış. Soruma bu cevap açıkçası çalışan bir bayana bakış açısını gösteriyor. Düşünün aynı durumda ben olsam evi toplayıp, çocukların kahvaltısını yaptırıp hatta o gün içerisindeki yemek ihtiyaçlarını hazırlayıp bırakırım. 

          Hemşirelik hangi alanda çalışılırsa çalışsın zor bir meslektir. Bu yüzden annelik gibi hemşirelikte kutsal algılanmayı hak eden bir kavramdır. 

                                                                                                                       SAYGILARIMLA...

                                                                                                         Uz. Hem. A.    KANBAY 

 

 

 

 

Kızım Defne :))))