Hemşirelik Mesleği ile İlgili Merak Edilenler Güncel Bilgiler, Güncel Olaylar

               Günlerden 31.12.2020 ve 2020 bitiyor. 2020 gerçekten Türkiye için sağlık çalışanları için çok zor geçti. Sağlık çalışanları tükendi tükenmeye devam ediyor. Ama bizler birlik olmanın önemini, bizim bizden başka destekçimiz olmayacağını bu süreçte anladık. Bana bir şey olsa benim yerime nöbet tutacak  yine bir sağlıkçı, ben hastalansam bana bakacak yine bir sağlıkçı olduğunu görebiliyorum. Bizleri motive edecek yine bir sağlık personelinin mutluluğu, gülen gözü, tatlı bir çift sözüdür. Sağlıkçılar yorgun ama sağlıkçılar birlikte. Bir aile olduğumuz 2020 yılında, yaşanan bütün kötülüklerin geride kalıp 2021 yılının sadece sağlıkçılara ve Türkiye'ye değil bütün insanlığa ve dünyaya sağlık, mutluluk, huzur getirmesi temennisi ile. Nice güzel senelere...                                          ...

 Günlerden Ölüm... Ölümün acisini yasamayan yada yasayamacak varmıdır. Tabiki her canlı bir gün ölümü tadacak. Ama işin  birde diğer tarafı her ölüm erken ölüm olmasıdır. Evet her ölüm erkendir ama kaçınılmazdır. Covit bu dün bizim evimize geldiği ve sevdiğimizi almasi ve hic beklenmeyen birinin aramizdan ayrılmasinin acisini bize yaşattı. Daha 1 gün önce yanindaydim. Koruyucu kıyafetlerimi giymis yatagini yapmış yemeğini yedirmistim yapabilecegim elimden ne geliyorsa hem hemsire olarak, hem bir evlat olarak gönül rahatlığıyla yapmıştım. Ve bir kez daha iyiki hemsireyim demiştim. Simdi ne alaka diyeceksiniz ama inanin meslegimin bana vermis olduğu  bilgi ve deneyimi kendi yakinima faydasi olmasi beni o kadar mutlu, huzurlu ettiki. Kayınpederin bana bakıp dua üstüne dua ediyordu. Gözümün önünden gitmiyor kilo vermis, ayakda duramayan biri beni sakinlestirmeye caliyor cok iyiyim kizim cok rahat nefes aliyorum diyordu. Rahat nefes aliyor ilaclarini kullaniyor. Beslenmesini s...

Bugün aslında  bu saate nöbette olmam gerekiyor ama yoğun bakım hasta sayımız az olduğundan çalıştığım yoğun bakımı kapamışlar ve bu yüzden bende tabir-i caizse oflandim ( hasta gelirse çağrılmak üzere evde bekleme durumu, fakat icabci değiliz çünkü resmi olarak böyle bir icap listemiz yok.) . Çok güzel bir haber işe gitmemem değil tabi ki covit yoğun bakımda hasta sayısının azalmasi, normal sürece dönme ihtimali düşüncesi bile yüzümde bir gülümsemeye, içimde bir rahatlamaya vesile oldu. Gerçekten işe gideceğim gün işe gitmemek ayri bir güzellik,benim rehavete kapilmama neden oldu sanirim. Ellimi kaldiracak, iş yapacak, cocuklara susun, dağıtmayin diycek halim yok. Resmen evde suanda gözlemci konumundayim. Yerimden kalkmıyorum heran hasta gelecek ve çagrilacagim hissi beni koltuğa yapışmış  telefona bakmaktan alıkoymuyor. Bende telefon elimdeyken birşeyler yazma hissi duydum. Bir tarafdan çocukların sağlığı, yemeği aklimim bir kenarında dururken, eşim ve evin derlenmesi toplan...

YOĞUN BAKIM NEDİR? Organ veya organ sistemlerinde ciddi işlev bozukluklarının meydana gelmesi sonucunda oluşan hasarların ve bu hasarların altta yatan nedenlerin tanılanması, takip ve tedavilerini aralıksız sürdürülmesi için uygulanan yöntemlerin tümüdür. Yoğun bakımlarda takip edilen hasta ayrıcalık taşıyan, bu süreç içerisinde özellikle yapay solunum cihazı başta olmak üzere her türlü cihaz ve teknolojiyi kullanan bilgi ve yetenekleri buna uygun doktor ve hemşirelerin bulunduğu özel birimlerdir. Yoğun bakım ünitelerinin basamak tanımları, asgari donanım, personel ve hizmet standartları "Yoğun Bakım Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ" de yapılmıştır. YOĞUN BAKIMLARIN GELIŞIMI 19.yy sonu ve 20. yy hastaların uyutulmasının önemi araştırılmış ve önemi kavranmıştır. 1920'li yıllarda ayılma odaları ayrılmış İlk kez 1923'te A.B.D'de John Hopkins Hastanesinde 3 yataklı Beyin ve Sinir Cerrahisi ( Nöroşirüriji) Yoğun Bakım Ünitesi kurulmuştur. Türk...

  Üzgünüm ama  PANDEMİ HEMŞİREYE GELMEDİ !!!          Pandemi ülkemizde günden güne etkisini daha da ağır olarak göstermeye başladı. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlar karşında ürpermemek elde değil. Yükselen vaka sayıları, artan ağır hasta ve kayıp ettiğimiz hasta sayıları günden güne işin ciddiyetini göstermektedir. Gerçi hala ciddi olduğunu anlamamak da büyük bir sorun. Özellikle bizim gibi büyükşehirlerde yaşayan ve çalışan bireyler için daha yoğun günler demek. Hastaneler de yoğunluk artıyor !!!       Yoğunluğun artması ile birlikte iş yükümüzde artıyor. Sosyal medyayı takip ettiğim kadarıyla sadece bizim çalıştığımız kurumda değil  pandemi genel olarak hemşire çalışan grubunun üzerine bindirilmiş gibi duruyor. Zaten iş yükü ağır olan hemşirelerin pandemi de iş yükü kat ve kat arttığını görmemek resmen körlüktür.  Her şey hemşirenin iş yükü olmuş. Hastanın takip, tedavi, bakımı zaten ...

    H ayatımızı covit-19 öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmak gerekirse; daha önceleri hayatımızın aslında ne kadar güzel geçtiğini söylersem yanlış olmaz. Dilediğimiz zaman dışarı çıkıp, dilediğimiz yerden alışveriş yapabilir, çocuklarımızla dilediğimiz parka gidebilirdik. Ya da canımız sıkıldı gecenin bir yarısı sokak sokak özgürce dolaşabilirdik. " Özgürce" evet özgürlük ne değerli bir kelimeymiş, özgürlük ne kadar özel ve güzelmiş. İnsan elindekinin değerini kaybedince anlar diye boşuna denmemiş. Tabi ki bir de yaşamadan bilemeyiz derlerdi. Covit döneminde malum yasaklar bizleri  başka uğraşlara yönlendirmiş ve evde neler yapabiliriz? düşünmemize neden olmuştur. Bende evde hem psikolojimizi düzeltecek hem de bizleri motive edecek projeler düşünürken aklıma balkonumuz geldi.  Minyatür bahçe yapabilir miyim acaba diye düşündüm. Evet ben bu sene balkonumda uygun saksı ve toprak ile salatalık, çeri domates yetiştirdim. Şimdi nane, maydanozum mevcut. Küçük kızım balko...

  Aloe vera   Aleo vera bitkisinin aslında Antik Mısırda ne kadar popüler olduğunu ve o dönemde ölümsüzlük bitkisi olarak anıldığını biliyor muydunuz?  Belki de eski mısır tanrıçalarının güzellik iksirlerinin olmazsa olmazıydılar bilemeyiz. Bakın görün ne kadar eskilerden bahsediyoruz. Bu kadar eski dönemlerde bu denli yaygın kullanılan bu bitki yeni yeni tekrardan evlerimizde fakat burada küçük bir dip not vereceğim sağlık ve kozmetik sektöründe hep vardı hiç unutulmadı.   O zaman bu şifa kaynağı bitkinin yetiştirilme koşulları ve faydaları üzerine biraz bilgilendirmede bulunmak istiyorum.  Güney sahillerin güneşli havasını seven bu bitkiyi evlerimizde saksılarda rahatlıkla yetiştirebiliriz. Çok bir istekleri yoktur biraz sıcak hava, biraz esinti ve haftada bir verilecek olan su. İstekleri bu kadar basittir. Zambakgillerden olduklarından suyu severler.  Kendilerini tanıdık o zaman faydalarından söz edelim biraz: Mide ve sindirim sistemine çok faydalıdır, K...

      "Babam iki tür insanın bulunduğunu söylerdi. İşi yapanlar ve yapılan işten kendine kredi çıkartanlar. O, benden birinci grupta yer almam için çalışmamı istedi."                                                                                                                                                      Indra Gandhi “Mobbing”   Çalışma Hayatını Çekilmez Kılar                     Bloğumu takip edenlerin içinden geçenleri duyar gibiyim. Hoppala palyatiften, c...

  Nöbetteyken bir meslektaşımla mikrodalga hakkında konuşurken kendimizi bulduk. Ben evimde zevkle kullandığımı benim için vazgeçilmez bir ürün olduğunu anlattıkça meslektaşım zararlı olduğunu ve evine almayacağını dile getiriyordu. Tabi ki herkesin düşüncesine saygım sonsuz. Ben ise evde pratik ve kullanım açısından kolay olduğunu ve birçok ülkede yaygın olarak kullanıldığını dile getirerek meslektaşımın fikrini değiştirmeye çalışıyordum. Duyan beni mikrodalga satıcısı sanacak.  Resmen bir beyin fırtınası yaşıyorduk. Bizim gibi yoğun tempo ile çalışan özellikle bayanlara yardımcı olduğunu, derin dondurucu olan ve  çok kullanan evlerde ihtiyaç olduğunu vurguluyordum. Ama benim mikrodalga ile ilgili bilgim sadece kullanıcı olarak teknik ve bilimsel bir bilgim yoktu. Bu yüzden işin uzmanına danışmadan burada yazı yazmam doğru olmazdı. Tabi ki ertesi günü canım yeğenimi arayıp durumu anlattım ve işin bilirkişisi olarak sizler için bir yazı rica ettim. Tabi ki teyzesini kırma...

     Yoğun Bakımda "Yoğun Bakıma" İhtiyaç Duyan  Basınç Yarası          “ Yoğun bakımda çalışan hemşirenin en büyük sorunu nedir diye sorsalar açılıp kapanmayan  basınç yarası derim.”    ( A. KANBAY TÖNGÜÇ)   Basınç yarası, kemik çıkıntılarının dış yüzeylerindeki deri ve subkütan dokunun uzun süreli basınca maruz kalması ve sürtünmenin etkisi ile oluşan lokalize doku nekrozu ve ülserasyonlardır.          (Uluslararası NPUAP-EPUAP Basınç Ülseri Tanımı ) Basıncın yol açtığı dokudaki hasarı tanımlamak için pek çok kavramın olduğu unutulmamalıdır. •         Yatak yarası (bedsore), •         Dekibüt ülseri (decubitus ulcer), •         Dekübit (decubiti), •         Basınç yarası (pressure sore) •     ...