Covit-19 Günlüğü 6
Çok yoruldum…
Evet bir sağlık personeli, bir hemşire, bir anne, bir evlat, bir eş, bir arkadaş olarak çok yoruldum. Türkiye olarak yorulduk. Ama bu defa bizlerden çalışanların yorgunluğundan bahsetmeyeceğim bu defa Covit-19 tanısı konmuş hastalarımız hakkında görüşlerimi sunacağım.
Önce ki yazılarımda bahsetmiş olduğum sevdiğim, saydığım hayatta baba olarak, abi olarak, dede olarak dost olarak örnek gösterdiğim bir kişi olan kayınpederimin 16 Aralık 2020 tarihinde PCR testi pozitif çıkmış hekimin verdiği tedaviyi evde almak üzere karantina için evde kalmıştır. 19 Aralık 2020 tarihinde en son konuşmamızda "Kızım çok yoruldum artık." demişti. O cümle o kadar kazında ki akıma o cümleyi duyunca birden dondum kaldım ne diyeceğimi ne yorum yapacağımı bilmedim. Biz Ankara'da kayınpederim Adana'daydı ve o çaresizliği o an da yine hissetmiştim. Bu defa inşallah ben yanılıyorumdur. İnşallah tecrübelerim beni yanıltıyordur diyordum. İçin için ise dua ediyordum. Ama maalesef yine yanılmamıştım 19 aralık 2020 saat 21:30 da kayınpederimi kaybettik.
Şimdi ben bunu neden
sizinle paylaşma gereksinimi duydum. Covit -19 sadece akciğerlerimizi ele
geçirmiyor. Hayati bütün organlarımızı (kalp, böbrek, karaciğer hatta
nörolojik ve cilt) tahrip ediyor. Bu organlarda meydana gelen tahribat
sonucunda normal işlevlerini yerine getiremez duruma geliyor. Mecburen kalp
görevini yerine getirmek için daha çok çalışıyor, akciğer de tahribat sonucu
hastamızın nefes alıp verme hızı artıyor, böbrek
fonksiyonları bozuluyor kan mekanizmasında sorunlar gözleniyor
özellikle bazı değerlerin çok yükseldiği görülüyor. Kanın pıhtılaşma
mekanizmasında sorunları gözleniyor. Bu gelişmeler sonunda hastamızın
organları iflas ediyor. Tabii ki en fazla zarar gören buzlu cam görünümüne
sahip akciğerlerimiz ve kalp oluyor. Hastamız zaman geliyor ki bırakın yatak
içinde oturmayı suyunu dahi içecek güç bulamıyor. Nefes alıp verecek
enerjisi kalmıyor. Ve sadece bize ifade ettiği artık çok yoruldum oluyor. Çaresizlik
içinde bilgimiz ışığında bize verilen yetkiler kapsamında ne
yapılması gerekiyorsa en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Fakat hastalarımız
nefes alamadıkları için kandaki oksijen seviyesi yetersiz kalıyor ve
boğulma hissi yaşıyorlar. Oksijen tedavisi dahi bazı durumlarda yetersiz
kalabiliyor. Bu durumda hastalarımızdan gelen tepki hemşire hanım çok yoruldum
artık oluyor.
Bu yüzden Covit- 19 da her hastalıkta olduğu gibi erken
tanı çok önemli. Geç kalınmış bir PCR testi sonucu hayattan
sevdiklerimizi alacağı gibi bizi de bu hayattan koparabilir. Bana bir şey
olmaz demektense önlemlerimizi en üst seviyede alıp, toplu yerlerden uzak
durarak sosyal mesafe kurallarını biraz genişleterek zaruri ihtiyaç
dışında evde kalarak, en önemlisi temizliğimize uygun koşul ve malzeme
kullanarak dengeli, düzenli beslenerek hayatta ve sevdiklerimize tutunma
vakti...
Hayat yaşamaya değer, eve sığar. En önemlisi sevdiklerimiz için evinizde
kalın...
Uz. Hem. A. KANBAY TÖNGÜÇ
👍 cok bilgilendirici bir yazi olmus emegine saglik
YanıtlaSil