Covit-19 Günlüğü 7
Covit -19 Aşılama
Süreci
Türkiye'de 19.01.2021 önemli bir tarih ileride bir gün belki de bu tarih
öncesi ve sonrası konuşulacak.
Sağlık sisteminde belki de
artık rutin haline gelecek uygulamanın başladığı süreç "Covit 19
aşılama süreci ."
Covit aşısı uygun mudur uygun değil midir ?
Yaptırılması gerekiyor
mu? Biraz daha bekleyelim mi? gibi soruların arasında kendimizi kaybetmişken 1
milyonu aşkın sağlık personeline ve uygun şartları taşıyan bireylere göz açıp
kapatana kadar aşı uygulandı. Tabi ki aşıyı 1 defa uygulatmak yetmiyor 28 gün
sonra bağışıklığın kazanılmasını sağlayacak 2. dozun uygulanması gerekiyor. Bir
çoğumuz bunun neden gerekli olduğunu merak etmektedir.
Bu konuyu biraz açacak
olursak; enfeksiyon hastalıklarından korunmak için uygulanması
gereken önlemler belirlenmiştir. Bu önemler iki temel uygulamada toplanmıştır.
İlk olarak alınması gereken önlem bizlerin Covit 19 sürecinde sürekli olarak
dile getirdiğimiz ve en önemli önlem olarak uygulamaya çalıştığımız patojen (
hastalık nedeni olan etken) etkenlerden uzak durmak, kendimizi izole etmekti.
Bunu başaranlar büyük çoğunlukla hastalığa neden olan etkenle karşılaşmadıkları
için pandemi sürecini hasarsız geçirdiler. Fakat sürekli olarak kendimizi izole
etmek, sosyal hayattan uzaklaşmak insanlarda bazı sorunlara neden olabilir. Sadece
bu süreci bireysel düşünmemek gerekirse toplum olarak hatta ülke olarak da bir
süre sonra sorunlar yaşamaya başlayacağımızı göz ardı etmemeliyiz. Bu yüzden
bazı durumlarda ise ikincil önlem olarak da hastalıklara karşı bireysel
direncin artırılması gerektiğini unutmamalıyız.
Peki bireysel direnci nasıl kazanacağız?
Bireysel direnci kazanmanın iki yol vardır. Ya hastalıkla karşılaşıp vücudun
hastalığa karşı doğal olarak bağışıklık kazanması yada aşı gibi dışarıdan uygulanan
bir bağışıklama yoluyla bağışıklığın sağlanması. Peki aşılama ile bağışıklıkta
aşılara hakkında bilgilere göz gezdirecek olursak;
Aşılar; Canlı ve inaktif aşı olarak kendi içinde ayrılmaktadır. Canlı aşılarda
kendi içinde bakteri ve virüs aşıları olarak gruplara ayrılmıştır. Bu aşıların
içinde bulunan mikroorganizmanın canlı olduğu ( zayıflatılmış ve hastalık yapma
yeteneği kaldırılmış) ve insan vücudu için tamamen zararsız hale geldiği bilinmelidir.
• Canlı bakteri aşılarına
örnek verecek olursak : BCG, oral tifo aşısı,
• Canlı virüs aşılarına
örnek verecek olursa : Özellikle ülkemizde bebeklik ve çocukluk döneminde
sağlık bakanlığının koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında olan ve bir çoğu
ücretsiz olarak uygulanan aşıları görebiliriz. Kızamık, kızamıkçık,
kabakulak, suçiçeği, oral
polio, rotavirüs aşısı, canlı influenza aşısı bu aşı grubuna örnek olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Burada dikkat edilmesi husus canlı aşılar
bağışıklık sistemi zayıf ( kanser hastaları, kanser tedavisi gören hastalar vb)
veya bağışıklık sistemi baskılanmış kişilere uygulanmasına hekim tarafından karar
verilmedir.
İnaktif Aşılar: İnaktif aşı bazı yöntemler kullanılarak ( fiziksel veya kimyasal) hastalık
yapan mikroorganizmanın öldürülmesi sonucu elde edilen aşı türüdür.
(İnaktif aşıların
özelliklerine devam edecek olursak ki; Covit 19 aşısı da inaktif bir aşı olarak
uygulanmaya başlamıştır. Aşı uygulanmaya başladıktan sonra insan vücudunda
mikroorganizmanın yani Covit 19 virüsünün üreme ve çoğalma yeteneği yoktur,
ancak bu aşının antijen özellikleri korunmuştur).
• Hücresel bağışıklık ve salgısal IgA üretimi
konusunda yetenekleri zayıftır.
• Bu aşıların antikor titreleri zamanla
azalmaktadır ve bu yüzden belli zaman aralıklarında aşının yenilenmesi
gerekmededir. Örneğin Covit 19 aşının ilk dozu ile ikinci dozu arasında örneğin
28 günlük bir aranın olması söz konusudur. Aşının her yıl uygulanıp
uygulanmayacağı sağlık politikalarında belirlenecek bir husustur bununla ilgili
ayrıntılı bilgi sağlık bakanlığınca yapılacak açıklamalardan öğrenilecektir. Covit
-19 aşısının ilk iki dozu ücretsiz olup sağlık bakanlığının belirlediği kriteri
taşıyan bireylere aşamalı olarak uygulanmaya başlanmıştır. Daha sonra ki
senelerde ücret konusunda bilgi yine sağlık bakanlığının bilgisi dahilinde
olacaktır.
Aşılara karşı
bağışıklığın değerlendirilmesi
İlk önce şunu iyi bilmek gerekmektedir. Hiç bir aşı % 100 koruyucu
değildir. Bunun için hastalığa neden olacak mikroorganizmalardan kendimizi
korumaya, etkenin bulunduğu ortamlardan uzak kalmaya, sosyal mesafeye ve
maske takınmaya devam edilmelidir. Bunun yanında özellikle
el hijyenimize ve genel temizliğimize de özen göstermeyi
unutmamalıyız. Ben aşı oldum artık bana bir şey olmaz düşüncesi çok tehlikeli
hem kendimizi hem de sevdiklerimizi riske sokacak bir düşünce olduğunu
bilmeliyiz.
Aşıların hepsi
için genellemek yanlış olmakla birlikte bazı aşılara immünolojik özelliklerini
arttırmak ve vücuttaki uyarıcı özelliklerini uzatmak için bir takım maddeler
eklenmiş olabilir.
• Adjuvanlar; yardımcı,
destekleyici anlamı bulunan kelime ; antijenin makrofaj içinde depolanmasını,
antijenin yıkılmasında gecikmeyi, antijenin etki süresinin uzamasını sağlayan
maddelerdir diyebiliriz.
• Adjuvanlar; bazı yapıların
örneğin makrofaj, B ve T lenfositlerinin etkisini hareket yeteneğini
artırabilir. Uygulatacağınız aşı hakkında gerek internet ortamında gerekse
aşının prospektüsünü okuyarak bilgi sahibi olabilirsiniz. Uygulatacağınız
aşının içende alüminyum tuzlarının ve korucu maddelerin, antibiyotiklerinin
olabileğini unutmayın. Bu maddelerden bir yada bir kaçı Covit-19 aşı içinde de
olabilir. Bu maddelerin normal bir bireye zarar verebilecek boyutta olmadığı
aşının korunması için içeriğe eklendiği unutulmamalıdır. Tiomersal, Neomisin,
Stretomisin, Jelatin gibi maddelerin içerdiğine dikkat ederek bunlardan bir ya da
birkaçına karşı alerjiniz var ise mutlaka uygulama yaptırmadan önce sağlık
personeline bilgi vermeniz gerektiği de önemli bir uyarıdır.
Bu bilgilerden sonra Covit- 19 aşı uygulatıp uygulatmamak sizlere
kalmıştır.
Saygı, sevgi ve sağlık ile kalın.
A. KANBAY
Yorumlar
Yorum Gönder